İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Kısım Lideri Doç. Dr. Müge Arslan, hızlı zayıflama ve şok diyetler konusunu kıymetlendirdi.
Doç. Dr. Müge Arslan, yanlış diyetlerin aslında kilo alımını tetikleyebileceği ve sıhhati olumsuz etkileyebileceğini tabir ederek, istikrarsız beslenme ve süratli kilo verme maksatlarının, birçok vakit beklenmeyen sonuçlara yol açabildiğini lisana getirdi.
Yeterli ve istikrarlı beslenme; insanın bedeninin alması gereken güç, makro ve mikro besin ögelerinin yani karbonhidratın da proteinin de yağın da bedenin muhtaçlığı olduğu ölçülerle bedene alınması olduğunu belirten Doç. Dr. Arslan, “İnsanlar çok kısa bir müddette süratli bir biçimde kilo vermeyi hedeflediklerinde çok yanlış diyetlere yöneliyorlar. Zayıflama gayesiyle başladıkları bu süreçte tam zıddı bir tesir oluyor ve çok fazla kilo alıyorlar. Uygulanan yanlış listeler, yetersiz ve istikrarsız beslenmenin temeline dayalı zayıflama listeleri obeziteyi de beraberinde getiriyor.” dedi.
Diyetler konusunda toplumsal medyada çok önemli bir bilgi kirliliği var olduğunu kaydeden Doç. Dr. Müge Arslan, diyetisyenlere birçok kanaldan ulaşılabileceğini lakin bu işin eğitimini almamış insanların yanlış bilgiler verdiklerini belirterek, “Ciddi yetersiz ve istikrarsız beslenmeye paralel olarak sistem bozuklukları ve paralelinde birçok sıhhat problemleri olabiliyor.” diye konuştu.
KORE DİYETİNİ ÖNERMİYORUM
“Beslenme tarihine bakıldığında her periyot tanınan diyet listeleri gündeme geliyor.” diyen Doç. Dr. Müge Arslan, Kore diyetinin de katiyetle önermediğini söyledi.
Kore diyeti denilen diyet sıvının yüklü olduğunu belirten Arslan, “Meyve ve zerzevatın yüklü olduğu diyettir ya da protein yüklü diyetler var. Bunların hiçbiri sıhhat açısından kabul edilebilir diyetler değillerdir. Muhakkak önermiyoruz. Değerli olan kâfi ve istikrarlı beslenme temelinde sağlıklı kilo vermek. Tanınan diyetlerin başarısız olmasındaki neden uygulanabilir olmaması. Zira her diyet, hazırlanan her beslenme listesi bireyin parmak izi üzeredir, o şahsa özeldir. Bireye uygun hazırlanmamış listeler olmalı. Bizim sağlıklı beslenme dediğimiz aslında öğün atlamadan beslenmedir.” diye konuştu.
EKMEKSİZ BİR LİSTE GERÇEK MU?
Acaba kilo alacak mıyım dehşetiyle hapishane hayatıyla beslenmenin yanlışsız olmadığına işaret eden Doç. Dr. Müge Arslan, yeterli ve istikrarlı beslenmede içerisinde karbonhidrat, protein ve yağı da barındıran listelerin olduğunu, ekmek de bir karbonhidrat çeşidi olduğu için ekmeksiz bir listenin kelam konusu olmadığını söyledi. Doç. Dr. Müge Arslan, “Ekmeğin çeşidi çok kıymetli. Beyaz ekmek önermiyoruz zira glisemik indeks kavramı kelam konusu oluyor. Şeker ölçüsü yüksek besinler önerilmiyor. Fakat ekmeksiz liste de mutlaka önermiyoruz. Bu şekil şeyleri de yanlışsız bulmuyoruz. Ekmek olabilir fakat ölçüsü değerli. Ekmek yemiyorum diyen bir beşere da zorla ekmek vermek de gerçek değil. Onun da muadilleri var. Çorba tüketebilir, pilav tüketebilir ancak bulgur pilavı tercih edilmesinden yanayız. Tek besin kümesi ve yasakların olduğu listelerle bir yere kadar gidilebiliyor ve verilen kilo da kilo kaybı olmuyor, su kaybı oluyor. Sonra ziyadesiyle tekrar geri alınıyor.” diye anlattı.
ŞOK DİYETLERE DİKKAT!
Şok diyetlerin kilo değil su kaybına neden olduğunu tabir eden Doç. Dr. Müge Arslan, “Sauna tesiri üzere düşünün. Saunaya girip çıktığınızda iki kilo daha düşük çıkarsınız ve kilo verdim diyemezsiniz zira su kaybıdır. Şok diyetlerin tesiri de bu. Kısa müddette süratli bir formda tartıdaki o sayının düşmesini amaç alan şeylerdir. Şok diyetler muhakkak uygulanmaması gereken diyetlerdir.” diye vurguladı.
Doç. Dr. Müge Arslan, “Vücut bir makine aslında, içeriye verdiğinizin çalışma biçimiyle hayatınızı devam ettiriyorsunuz. Bunun için de o istikrara çok dikkat etmeniz gerekiyor.” dedi.